13 Eylül 2011 Salı

Geçmiş zaman olur ki

'Dolsun taşsın gönüller coşup birleşsin eller, sevmeye sevilmeye koşalım elele Okan Bey'e....' saat gece yarısını çoktan geçmiş, 327. rüyamda olmam gerekirken televizyonun sesini dinliyorum.Uyumamak için ağlamışım nafile.Yatağımdayım uyumuyorum.Kocaman sesli bir adam böğürüyor.Adam korkunç, maymuna benziyor.Geç yatmayı başardığım bir gün görmüşüm yine görmek istiyorum ses yetmiyor.Uyuyorum.1 hafta geçiyor yine cumartesi.Tutturuyorum yine izliycem diye kabul ettiriyorum, uykuma yenik düşüp sonunu izleyemiyorum.Yıllar sonra.Geç yatmayı marifet sanmaya başladığım zamanlar.Ergenliğe giriş 1 dersinin okutulduğu zamanlar.Koca cumartesi bana ait, koca sesli adam da bana ait.Bense televizyona aitim.Daha önce duyduğum hiçbir şeye benzemiyor.Evet işte anlatmak istediğim tamda bu diyerek yerimde duramıyorum.Bu adamla hemen tanışmalıyım! İlk gençliğin olmazsa olmazı rol model arayışıdır.Aramadan buluyorum.Onunla yatıp onunla kalkıyorum.Tanışma isteğim, çalışma isteğine dönüşüyor.Onunla ilgili hayalim asla yok.Sürekli planlıyorum.İnternetteki forumunda yazıyorum-okuyor diyorlardı- bir kelimemi okuma ihtimali sevinçten çıldırtıyor.Onun söylediğiyle yaptığı bir tutmuyor diyenlere onu savunmayı görev biliyorum.Arada işkilleniyorum 'haklılar mı lan acaba' diye ama çok kötü dokunulmazlığı var.

Haziranda internetten medya işçisi aradığını duyurdu.Yazacağım iş başvurusu metni yıllardır aklımda dönüp duruyor.Biraz heyecanlanır gibi oldum sonra geçti.İkimizde eskisi gibi değildik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder