29 Ekim 2010 Cuma

Bir varmış, Bir yokmuş.



Ben küçükken Allah'ın hava olduğunu düşünürdüm.
Hani Allah görünmezdi, ama hissedilirdi, her an yanımızdaydı hatta içimizdeydi ya ondan.
Ben de havayı göremezdim ama hissederdim hava beni yaşatırdı ve her yanımdaydı diyerek böyle bir kanıya varmıştım.

Geçen yıl bugün babaannem son nefesini verdi ve havaya karışıp gitti, tanrıdan bir parça oldu.

Bir yıldır, her hafta en az bir kez gördüğüm insanı göremiyorum.
Büyüyüp lise çağına gelmeme rağmen beni yalnız bırakmamak için yanımda yatan insan yok bir yıldır.
Birlikte yaptığımız o bol kahkahalı sohbetlerimiz yok artık.
Saçlarını ördüğümde koşa koşa aynaya gidip bakıp, ''Hayatım nasıl olmuşum?'' diye dedeme koşan insan yok.
Bana söz vermişti İzmir'e birlikte gidicektik. Bırak gitmeyi, kazanıcağımı bile göremeyecek.

O hayat dolu ölümden hatta küçücük bir iğne olmaktan korkan insandan artık ne toprak üstünde ne de toprak altında hiç bir eser
kalmaması ne kadar korkunç.

Benim doğum günümden bir hafta sonra hastahaneye yatırılması ve hastahanede, tam da babamın doğum gününde bizi bırakıp gitmesi,
nasıl da çabuk olmuş herşey.

Dedem son kez babama;
''Hayat mukadderat.'' demişti ardından hep bu konuşulmuştu.

Babaannemin arkasındansa hep ''İnsanlar bir varmış bir yokmuş.'' denildi.

Gerçekten bir varız bir yokuz.

2 yorum:

  1. insanlar değerlerini kaybettiklerinde aslında bu hayatın nekadarda değersiz olduğunu anlıyoruz ...
    başın sağolsun allah metanet versin

    YanıtlaSil