14 Ağustos 2011 Pazar

Yani aslında ilk defa benmişim gibi

Aslında şehir değişiklikleri benim sandığım kadar korkunç değiller. Hiç olmamış gibi davranılması kolay. En azından hala konuşabiliyoruz.
Bir gün bende gideceğim sonuçta değil mi?
Bütün tanıdıklarımın ömürleri boyunca buraya çakılıp kalmış olmaları beni buraya bağlayacak değil ya?
Bir gün o mışıl mışıl uyuduğum yatağımı, başucumdaki içinde arkadaşlarımın ve ailemin bulunduğu çerçeveyi, hemen ardındaki Daphlane ve Zeze ile birlikte yaptığımız okul ödevim olan kiraz ağacı resmini bırakıp gideceğim.
Camını arkadaşlarımla birlikte bir kaydırak misali kullandığımız mavi kamyonet gitti bak gittiğini şu an fark ediyorum. Geçecek.
Sokağımı terk edeceğim.
Geriye dokunduğum kitaplar, yaktığım mumlar, oynadığım tavla pulları kalacak desem de geriye kalanlar yalnızca böyle küçük güzel şeyler de olmayacak.
Mezarlar kalacak ziyaret edilmeyi bekleyen, düşünen insanlar kalacak belki beni önemseyen ve benim umursamadığım insanlar kalacak çünkü bırakıldı mı hepsi unutulmalı, arkadaşlar kalacak belki hayırsız diye sövecek arkamdan ah edecek...
Ve ben buradan başka bir yerde burada olduğundan farklı ancak alışılmış bir düzende yaşıyor olacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder