11 Eylül 2010 Cumartesi

Bugs Bunny

Adet yerini bulsun,bayramınız kutlu olsun.Şimdilik bayramla ilgili söyleyeceklerim bu kadar.Her şeyle ilgili söylenecek o kadar söz var ki hangisinden başlasam diye şaşırıyorum ve bi' türlü başlayamıyorum.Yazı konusundaki bu ataletim tamamıyla konuya öncelik verememek.Bugün kıçımı kaldırdım da beynimi meşgul edenlerden bir tanesini seçtim yazmaya davrandım.Efendim benim beynimin içinde bir adet labirent var.Düşünce labirenti diyorum ben buna.Labirentin bir köşesinden dönüyorum mesela,diğer aralıktan biri el sallıyor,hop oraya meylediyorum.Düşünce düşünceyi açıyor yani ucu bucağı yok.Tavana bakarken bile girebilirsin bu labirente.Biraz önce mesela annemlerle tartıştım azıcık,ohoo şimdiye kadar yediğim bütün kazıklar gözümün önünde ona kızıyorum,diğerine çok kötü alıcam intikamımı diyorum millete çektirmediğim eziyet kalmadı.Beynimde tabii.Karşıma gelseler apışıp kalıcam.Biliyorum ama sevdiğim bütün erkekler bir sabah uyanıcak ve 'zeze,zezecim sen neymişsin,biz bunca yıl napmışız,ne salakmışız hepimiz sana aşığız' diycekler.Soldan döndüğümde düşünceler böyle bağırıyorlardı işte.Aynı anda merdivenlerden de çıkıyorum.Öyle sert basmışım ki ayaklarım kızarmış.Kimsenin haberi yok ama ben kendi kendime sürekli kavga ediyorum birileriyle.O şöyle der kesin,ben de ona böyle derim durumları.Labirentin yanıltıcı yolları eskiden sevdiğim(eskiden?) çocuğun karşısına çıkarttı beni.Oturdum bilgisayarın başına açtım feysbuku bi güzel sildim listemden.Arkadaş listesini kontrol etmediğinden emin olduğum halde yaptım bunu.İki üç dakikalık rahatlamadan sonra dank etti 'Naptın sen şimdi,bu çocuk sana selam bile vermiyor,sen onu silsen nolucak silmesen nolucak.Tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış.'

An itibariyle Türkiye-Sırbistan basketbol maçı oynanıyor ve maç çok kötü gidiyor.Spordan bi halt anlamayan ben bile yorumlar yapabiliyorum düşünün.Neyse umarım yeneriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder