22 Ağustos 2010 Pazar

İç Karartma Seansı

Yaşımıza, başımıza bakmadan "Olgunlaşacaksın ulen!" diye emir verenlerin ülkesinde yaşıyoruz. Bu emre karşı gelip isyan edenlere de 'başarısız' damgasını vuruveriyoruz. İlk hayal kırıklığımı 14 yaşımda yaşattılar bana. Ben beynimin dediklerini yapmak istedim. Beyni de geçtim, hormonlarımı dinledim...
"Aşık ol!" diyordu. "Eğlenmene bak, en güzel zamanların.(!)"
Dokuz ay içinde, zamanların zehir edileceğinden habersiz keyfime göre yaşadım. Dokuz ay sonra ise, sınav denen olgunun gerçekliğine varamamışken, "KAZANAMADINIZ." dediler kocaman puntoyla. Ruh sistemimi darmadağan eden sınav, o kadar duygusuzdu işte.
İnsan bekliyor, "Dünyanın sonu değil, başka şeylerde kazanırsın." falan densin, teselli edilsin... Bu kadar basit olmamalı. Nasıl olup bittiğini anlayamadan enter tuşuna basıyorsun ve yaftalanmaya başlıyorsun.
Sıfatlardan sıfat beğen kendine. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar, akbaba gibi sarıyorlar etrafını ve laflarıyla sürekli sokuyorlar seni. Yiyip bitiriyorlar. Durumu tam kabullenmişken bir yenisi daha çıkıyor karşına. Bir sürü rakip... Hırs küpüne dönüşüyorsun; karakterin bitmiş durumda ama başarılı oluyorsun.
Yarış atı geyiğine girmeden yazımı noktalıyorum. Hayatta başarılar. Pardon, pardon...
"Sınavlarda başarılar."
Çalıştığınız yerden çıkması temennimle...

1 yorum: