11 Eylül 2010 Cumartesi

Günün anlamı ve önemi.

Bayramlar gayet normal, standart günler lan!
Küçükken bayramlarda sanki gökyüzü pembeydi, arabalar turuncu hatta sanki çeşmelerden su yerine çikolata akıyordu..
Yok lan öyle bir şey bildiğin dümdüz yirmi dört saat işte ne bekliyorsun ki?! Çocukluk diyip geçiyorsun...

Gerçi bende bu durum büyüyünce de değişmedi.
Hala heyecanla bayram gelince şunu alırım, bunu giyerim diyorum(hiç büyümiğciğim!)

Ve
Bayram geliyor ben o taptığım kıyafetleri giyiyorum ama n'oluyor?
Aynı beden, aynı yüz, aynı saç o kıyafetlerde benle bütünleşince hiç bir büyüsü kalmıyor haliyle!

Dışarı çıkıyoruz;
Ben şahsen her hafta gördüğüm insanları yeniden görüyorum. ( Yine heyecan yok!)
Yine o kişilerle her zaman ki sohbetler ediliyor ve ilk günden bitiyor bayram.

İkinci gün pek sık görüşemediğimiz insanlara uğruyoruz
O insanlar özleniyor, konuşulucak konularımız çok oluyor, saatler geçiyor biz anlamıyoruz.

Üçüncü gün bayramdan eser kalmıyor tatilden faydalanıp gezip tozuyoruz.

Ve bunun adı bayram oluyor!
Noldu gülüm ne bekliyordun ki? diyorum kendime sonra.
Bildiğin mavi gökyüzü, siyah beyaz bordo arabalar, çeşmeden de su akıyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder